Var olan her koşulun eriştiği son durum için güzel bir zaman olsa gerek.

Boyutun ulaştığı son verilerde mevcut insan karakter kodları için fazla uyuşmazlık bulunmakta.

Bu durum, adaptasyon ve bazı kritik test aşamalarında sapmalara yol açıyor.

Her ne olursa olsun, yaşam için belirli koşullar evren üzerinde hâlâ bir yerlerde var olmaya devam ediyor.

Kodlanmış verilerin bozunmaya uğradığı son 30 yıl içinde geri dönülemez bazı evrimler gerçekleşti.

Bu, yaşam için standart koşulları ciddi ölçüde bozmaya yetecek bir olaydı.

Peki, bunu hangi noktada durdurmak gerekir, Hata veren bir test sonucunda mı?

Büyük kırılma öncesi erişebileceğimiz son çağa fazla uzakta değiliz, olmamalıyız.

Bu koşullara bağlı zaman kaymasını oluşturan durumlar, hâlâ var olan beyaz adımlardır.

Açığa çıkan enerjideki karanlık ile var olan boşlukta farklı durumlar oluşuyor.

Işığın sonsuzluğa yolculuğu, dünyanın kara kutusundaki verileri açığa çıkarıyor.

Bu, var olan zamanı ve var olmayan süreci bir sonraki bilinmeyen aşamaya doğru gönderiyor.

İnsanlığın evrende oluşturacağı son ayak izlerine doğru ilerlerken, geriye bırakılan frekanslar yok oluyor.

Nitekim, bu kaybedilen karakter kodları, dünya üzerinde oluşacak duygusal yıkımın da gölgesini tanımlıyor.

Peki, devamında ne olmalıydı? Bozuk kodlanmış insanlar mı, yok olmuş bir evren mi?


Işığın gölgesinde oturarak beklediğim zamanlar, soyutlanmış evreni kodlamak ile geçen bir hayat…

Geride bıraktığım tüm geçitlerin, karanlıktan aydınlığa yok oluşu ile her döngü sonlanıyor.

Kendime ait hissetmediğim zaman diliminde, ışıklar gibi sonsuzluğa yolculuk ediyorum.

Var olmadığım bu yerde, normal bir insan formuna dönüşüyorum; gölgem ise farklı bir boyutta.

Zamanla gelişen karakterim ile kodlanmamış ve benzersiz bir hayata doğru gidiyorum.

Mutlak doğruya yaklaşmak zor olsa da, her adımımla gölgelerden koparak ilerleyeceğim.

Zamanın gölgesinde bekliyor olacağım...


Ace Gladron Gladd